Turkish translation of "Death of the Lake" (مرگ دریاچه)

 

GÖLÜN ÖLÜMÜ

Urmu gölünde bir kere yüzmüşüm
Hem de on dört yaşındaki kız kardeşimle
Anladım ki göl yaşıyor
Gölün hafızası var
Kibarca yüzüyorduk
Başımız sudan dışarıda
Tuzlu su Sakın güzlerimize
Burnumuza ağzımıza kaçmasın diye
Öylesine daldık uzaklara ki
Arkamızda sahil kaybolmuş
Önümüzde Sadece karartı bir ada
Ne köpek balığı var korkmamıza
Ne su yosunu ayağımıza dolaşa
Gölün hepsi bizim
Bulutsuz seması
Ve göçmen flamingoların bize bırakmış gölgeleri
Ne dalgaya bir rüzgar
Ne de bir sandal tenhamızı boza
Bizim kokumuz kendimizden
Ah ya suyun telaşına kapansak eğer?
Ve bu sahile dönüş vesvesesinin tırnaklarını canımıza
Sokuyordu
Tam orada çırpınmaktan vazgeçtik
Bıraktık su
Hatıralarından bize konuşa
Orada ud çalan safyeddin urmevi olabilirsin
Ve gölün damardan basan ritminin sesini din neye bilirsin
Orada Mevlananın katibi hüsameddin çelebi olup
Ve suyun incecik derisinde yürüye bilirsin
Hacı fıruz köyünün yedi bin yılık içkisinden sarhoş
Kılıç çekip hülagu ilhan olup
Halifenin tahtını Bağdat da fethedip
Sonsuza dek devirebilirsin
Sonra gölün kucağında şahı adasında
Herhangi bir insani mezarda kurban etmeden
Uyuya bilirsin
Orada şelmanser asur kralı olup
Medleri (medyalar) Persleri eğdirip
Ve sahil kenarındaki şehrin adini urmiya koya bilirsin
Ki su şehri anlamına geliyor
Orada Zerdüşt’ün Azerbaycan baş rahibi olup
Azergeş seb sunağından ‘ şiz volkanından aşağıya inip
Kül yedi tepeni dolaşıp
Yolun tozunu gölde vücudundan yıkıya bilirsin
Ve oranın adını çiçest koyarsın
Ki parlak anlamına geliyor
Orada miyanduab şehrinin şehitleri
ruhullah ‘ Hamit ‘ framerz ola bilirsin
Ve zarrinerood yada siminerood ırmağından nefes almadan yüzüp
Urmu gölüne vara bilirsin
Orada civanşirin annesi ‘ cihangirin ablası olup
Kendine siyah çamur sürüp
Eklem ağrısını ‘ deri kaşıntısını
Güneşlenerek gidere bilirsin
Orada türk ‘ fars ‘ kürt ‘ asurı ‘ ermeni ‘yahudi (musevı)olup
Urmu gölünden
Iranın bütün göllerine
Bahtıgan ‘ hamoon ‘ perişan ‘ almagül ‘ şurabil ‘ zerıvar ‘ maharlu’ ovan gohar ‘ aras ‘ nemek ve hatta hor musa ve gav houni göletine eklene bilirsin
Ama bu gün
Göl kuruyor
Ve rengi her gün gederek
Daha kan rengine dönüyor
Acaba Ben yene kız kardeşimle
Bu kere kızı yanındayken
Urmu gölünde yüzebilecek miyim?
Yoksa sadece tuzlu yatağında yürüyerek
Kendi ayak sesimi dinlemem gerekiyor?
Acaba Bizim gözyaşlarımız
Yene Gölü dolgular mı?
Ve bizim caddelerde kanımız
Onun kan rengini Hafifletir mı?
Evet
Gül ölüyor
Bütün rüzgarlarla 
Ve yakındaki tuz fırtınası ki yolda geliyor 

 

Şair … Majid Naficy
Çeviri …Behrooz Arabzadeh